Yapınıza ait bilgileri girerek anında
Enerji Kimlik Belgesi fiyatı öğrenin.
Eski çağlardan günümüze ulaşan varoluşumuz, koşullara göre farklı dallarda gelişim gösterdi. Milat’tan önce illüzyon revaçtayken, ilk çağın sonlarında tıp ön plana çıkmaya başlamıştı. Orta çağa geldiğimizde tıp yerini edebiyata bırakmıştı. Günümüzde ise teknolojinin yer edindiği su götürmez bir gerçek. Dünyanın her yerinde ve her alanında, teknolojik buluşlarla, ülkelerin üstünlük sağlama yarışı devam ediyor. Bu yarış devam ederken, teknolojinin dünyamıza verdiği zararların yanı sıra insanlığa sağladığı kolaylıklarla kıyaslarsak teknolojinin vazgeçilemez olduğunu söyleyebiliriz. Teknolojinin kullanılabilmesi için gereken enerjiyi elektrikten sağlayan ülkeler maddi açıdan da kayba uğradıklarının farkındalar. Bunun farkında olan ülkeler hem fizyolojik hem de maddi zararları en aza indirgeme amacıyla doğanın nimetlerinden yararlanma yolunu tercih etmeye başladı. Son yüzyılda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin rüzgâr gülleriyle ürettikleri enerji azımsanamayacak kadar büyük hacimde. Önümüzdeki yüzyılda ise su ve rüzgâr gücünden sonra enerji üretiminin büyük bir kısmının güneşten sağlanacağı yönünde ciddi açıklamalar yapılmakta. Ülkemiz, coğrafi yapısı ve konumu itibariyle güneş enerjisinden yararlanılabilecek nadir ülkelerden biri. Bazı şehirlerimizin neredeyse 12 ay boyunca güneş gördüğünü düşünürsek Türkiye güneş enerjisi üretiminde biçilmez kaftan özelliğini taşıyor.
Türkiye’nin elektrik üreticilerine ödediği miktar tam olarak açıklık kazanmamasına rağmen çok ciddi rakamlar olduğunu tahmin etmek zor değil. Hatta Türkiye’de bulunan şirketlerin ülke genelinde tüketilen enerjiyi karşılayamamasından dolayı ithal edilen enerjiyi de merceğe alırsak vatandaşın cebine yüklenen külfetin yüzdelik dilimi artmakta. Güneş enerji sistemleri ile üretilecek olan enerji sadece ithalattan dolayı artan yüzdelik dilimi ortadan kaldırmayacak. Aynı zamanda ülkemizde yer alan şirketlerin aracılığıyla üretilen enerjiden de tasarruf sağlayacak. Bu tasarruf %90 gibi uçuk bir kâr sağlayacak. Elektrik üreten şirketleri kara kara düşündüren güneş enerji sistemlerine devletin de ilgisi büyük. Öyle ki bu alana yönelecek yatırımcılara devlet tarafından verilecek teşviklerin muazzam rakamlar olduğu söylentiler arasında yer alıyor. Devlet tarafınca ödenen teşviklerle yapılacak yatırım sayesinde kişi başına düşen milli hasılanın da artması hedeflenmekte. Hammadde tedarik ve maliyet sorunlarını ortadan kaldıracak olan güneş enerji sistemleri, Türkiye’de büyük sorunlardan biri olan işsizlik problemini de oransal olarak etkileyecek. Yeni bir iş koluyla yayılacak olan güneş enerji sistemleri büyük oranda istihdam da sağlayacak. Verilecek olan teşvikler sadece Türkiye’nin kaynağıyla sınırlı kalmıyor, zararlı salınımları azaltacağı düşünülen güneş enerji sistemi şu anda dünyanın gündeminde ve dünya fizyolojisi için kurulan örgütlerce de güneş enerji sistemleri için fon ayrılmış durumda. Ayrılan fonun miktarı konusunda ise dünya iş birliğini düşünürsek hayal edilmesi bile zor olan meblağlar rakamlara dökülecek. Şimdilik çoğu yapının çatısında güneş enerjisinden sıcak su temin ediliyor. İlerleyen zamanlarda ise her evin çatısında güneş panelleri görmek mümkün olacak ve o paneller sayesinde her konut kendi elektriğini üretebilecek.
Önümüzdeki yıllarda adından daha fazla söz ettirecek olan güneş enerji sistemleri inşaat sektörünün vazgeçilmez bir parça olacak. Ev sahibi olmak isteyen tasarruf sahipleri ya da kiralamayı düşünen vatandaşlar tarafından binada güneş enerji sisteminin bulunup bulunmadığı sorulacaktır. Tabi bu demek oluyor ki güneş enerji sistemi olan yapılara talep artacak ve bu da beraberinde evin değerini belirleyecektir. Güneş enerji sistemi, lisanssız elektrik üretimi olduğu için prosedürleri gayet basittir. Bu bağlamda yüklenici firmaların hızla yayılacağı tahmin edilmektedir. Gerek iş akışları konusunda gerek Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığından alınacak izin konusunda ilgili yüklenici firmalar tarafınca tamamlanacaktır. Enerjiden bahsederken, son zamanlarda adını çok duyuran Enerji Kimlik Belgesini de unutmamak gerekir. Enerji Kimlik Belgesi(EKB), yapı içinde enerji tüketimi ile kullanılan her tür teçhizatın performansını ve bu performansın yapı için ne kadar elverişli olduğunun hesaplanmasıyla ortaya çıkan değerlerin belgelenmesidir. Örnek vermek gerekirse; bir odada çalışan klimanın harcadığı enerjiyi ve duvarların ısı derecesini ne kadar koruyabildiği hesaplanmaktadır. Bu verdiğimiz örnek sınıf belirlemesine etki eden maddelerden sadece bir tanesidir. Enerji Kimlik Belgesi, 2007 yılında bakanlıkça çıkarılan kararname ile ilk olarak duyuldu ve 2011 yılından itibaren bu belge olmadan iskân ruhsatı (yapı kullanma izin belgesi) verilmemeye başlandı. 2011 öncesi yapılar için ise 2 Mayıs 2017 milat olarak kabul edilmişti. Fakat Enerji Kimlik Belgesi vatandaşlarca pek duyulmadığı için yine bakanlıkça bu süre uzatıldı ve 1 Ocak 2020 olarak belirlendi. 2011 sonrası binalarda Enerji Kimlik Belgesi olmadan iskân ruhsatı talepleri reddedilirken 2011 öncesi binalar içinde kısıtlamalar getirildi. Son tarih olan 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ev sahipleri evlerini satamayacak ve kiraya veremeyecek. EKB olmadan ev sahipleri evlerini satamayacağı için dolayısıyla tasarruf sahipleri de ev satın alamayacak. Bu saydığımız kısıtlamalar en çok gündem de olan konular ama bunların dahası da var. Bahsettiğimiz gibi güneş enerji sistemleri çağına geçerken yine Enerji Kimlik Belgesi şartı aranacak ve belge olmaması durumunda o yapıda yenilenebilir enerji kullanımına gidilemeyecek. Enerji Kimlik Belgesinin temini çok basit ilerliyor. Bakanlıkça yetkilendirilmiş olarak bilinen yaklaşık ayrı özel EVD şirketleri bulunmakta. İnternet üzerinden temin edeceğiz numaraları üzerinden iletişime geçip Enerji Kimlik Belgesi almak istediğinizi iletmeniz yeterli olacaktır.